ilkin petshop
papağanlar

Ana Sayfa


Brüksel Griffonu

 

 

Temel Özellikleri

Duygulu canlı meraklı zeki içe kapanıkdır. Evde uyuması gerekir. Bekçi veya koruma köpeği olabilir. Tüylerinin kırpılması gerekir.

 

Neler Yapar?

Fare avı ve evi korurken sürekli havlama özelliğiyle terrier mizacını açığa vuran insana eşlik eden bir köpektir.

 

Kökeni

1800?lerde Yorkshire affenpinscher minyatür schnauzer ve pug cinsi köpeklerin çiftleştirilmesiyle elde edildi.

 

 

Familya: Terrier arkadaş Diğer Adları: Griffon Belge Belgian Griffon Griffon Bruxellois Belçikalı GriffınRengi: Kızıl; kırmızımsı kahverengi; siyah ve sarımsı kahverengi; siyah Çıkış Yeri: Belçika Çıkış Tarihi: 1800'ler Orjinal İşlevi: Küçük haşere ve fare avı arkadaş Günümüzdeki İşlevi: Arkadaş Ortalama Ömür: 12-15 yıl Kilo Erkek/Kilo Dişi: 4-5/4-5 kg

Boy Erkek/Boy Dişi: 18-20/18-20 cm              

                                                                                                                                                                                         
     

Alman Çoban Köpeği

 

Temel Özellikleri

Alman çoban Köpeği Alsatian diye de tanınır. Gösterişli dengeli ve çok güçlü bir köpektir. Kararlı vefalı efendisi ve çocuklara karşı sevgi duyan öteki hayvanlara karşı hoşgörülü yabancılara karşı uyanık ve kolay eğitilebilir bir ırktır.

 

Neler Yapar?

coğunlukla iş köpeği olarak kullanılan Alman çoban köpeği korkusuz dikkatli ve zekidir. Cesur neşeli itaatkar ve öğrenmeye heveslidir. İnanılmaz sadakati ve cesareti ile tanınır.

 

Kendinden emin bir sukünete sahiptir; ancak asla düşmanca değildir. çok yüksek öğrenme kapasitesi vardır. Alman çoban köpekleri aileleri ile birlikte olmaktan büyük keyif alırlar; ancak yabancılara karşı mesafelidirler. Bu ırk ailesiyle olmaya gereksinim duyar ve uzun süre yanlız bırakılmak istemez.

 

Sadece gerektiğinde havlar. Alman çoban köpeklerinin oldukça gelişmiş koruma güdüleri vardır bu nedenle aşırı korumacı olmaması için dikkatle ve özenle diğer insan ve hayvanlarla genç yaşta sosyalleştirilmelidir. İnsana karşı sergilenen saldırganlık dikkatsiz üretim ve eğitim nedeniyledir. Dikkatli üretilmiş ve eğitilmiş dengeli bir köpek diğer ev hayvanları çocuklarla ve ailesiyle güvenilirdir.

 

Erken yaşta itaat eğitimine başlanmalıdır. Alman çoban köpeğini doğru üreticiden almak çok önemlidir. Bazıları çekingen ve huysuzdur. Bu karakterdeki köpeklerin korku nedenli ısırmaya eğilimi vardır. Yavrunun ailesini iyi incelemek gerekir. Cezaya dayalı bir eğitim bu köpeklerde başarıya ulaşmaz.

 

Irk o kadar zeki ve eğitilebilirliği öylesine yüksektir ki çoban köpekliği koruma köpeği polis ve asker köpeği körler için rehber köpek arama ve kurtarma köpekliğinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Alman çoban köpeği popüler bir aile ve show köpeğidir.

 

İlk kez sürülerin önderi olarak kullanılmıştır. Zekası ve sağlam karakteri nedeniyle savaş zamanında çeşitli görevlerde (ateş altında ve mayın tarlalarında mesaj taşır) ayrıca kurtarma köpeği (suda dağda ya da yangında.) ve polis köpeği (eski bir izi bile sürebilir) olarak da kullanılmaktadır. Ancak Alman çoban Köpeği bekçi köpeği olarak eşsizdir mükemmel refleksleri vardır ve çok çabuk saldırıya geçebilir. Kendisine verilen görevi daima iyi niyet ve çoşkuyla yerine getirir.

 

Kökeni

Alman çoban Köpeği'nin kökenine dair farklı teoriler vardır. Bir teoriye göre bu köpek Almanya'da var olan çeşitli çoban köpeklerinin çiftleşmesinden bir başka teoriye göre de dişi çoban köpeklerinin kurtlarla çiftleşmesinden oluşmuştur.

 

Doğru yanıtın hangisi olduğu zamanla daha da belirsizleşmiştir. Ancak ilk Alman çoban köpeklerinin (uzun tüylü) 1882'de Hannover'de kısa tüylü olan türünse 1889'da Berlin'de sergilendiği bilinmektedir.

 

 

Familya: çiftlik köpeği çoban köpeği Diğer Adları: Alsatian Deutscher Schaferhund German Shepherd Dog Alman Kurt Köpeği Alman KurduRengi: Beyaz haricindeki çoban köpeği renkleriÇıkış Yeri: Almanya Çıkış Tarihi: 1800'ler Orjinal İşlevi: Koyun çobanı koruma polis köpeği Günümüzdeki İşlevi: Yasadışı malları bulma rehber çoban köpeği yarışmaları koruma polis köpeği Ortalama Ömür: 10-12 yıl Kilo Erkek/Kilo Dişi: 34-43/34-43 kg

Boy Erkek/Boy Dişi: 61-66/56-61 cm 

KÖPEK BAKIMI 

her canlı varlık gibi köpekler de, yaşamlarını sağlıklı sürdürebilmek için, belirli ortam ve koşullara gereksinme duyar.

barındıkları yerin sağlıklı yaşamalarına elverişli olup olmadığından tutun, gereksindikleri besin türü ve oranının karşılanıp karşılanmaması, temizlik ve bakımlarının yapılıp yapılmaması, hareket etme ve dolaşma olanağı bulup bulmamalarına değin pek çok etken, sağlıkları üstünde tesirler yaratır. her ne kadar dış koşullardan etkilenmeyen kişiler için ?it gibidir, ona bir şey olmaz!? derlerse de, köpekler, itinalı bakım isteyen nazik varlıklardır. barındırılmaları, beslenmeleri, bakım ve temizlikleriyle diğer gereksinimlerinin karşılanmasında titiz davranılmalıdır. ufak ihmaller, önemsiz gibi görünen savsaklamalar, bilgisizlikten doğan yanlış uygulamalar, köpek sahibinin büyük çaba ve emekle bile gideremeyeceği sakıncaların kaynağı olabilir. dolayısıyla, köpek bakımında ve onların sağlıkla yaşamalarında büyük önem taşıyan esas konulardan ?barınma ve beslenme? üstünde ayrıntılarıyla durmaya çalıştık. şimdi de, büyük önem taşıyan diğer bir hususa, köpeğin bakımına değineceğiz.

 

 

köpeğin bakımı:

 

 

a) köpek barınağının bakım ve temizliği

 

b) köpeğin vücut bakımı, temizliği ve egzersizleri olmak üzere iki ana bölümde ele alınabilir.

 


köpek barınağının bakım ve temizliği

köpek barınağının sadece sağlık koşullarına ideal oluşu yeterli değildir. kullanılan her konut gibi köpek kulübesi de vakit içerisinde kirlenir, aşınır. bakım ve temizlik gerektirir. daha önce de değindik, kullanma ve bakım açısından köpek kulübelerinin yeri büyük önem taşır. kulübe, köpeğin döküntü ve artıklarının ev halkını, eve gidip geleni rahatsız etmeyeceği kadar eve uzak, bakımının kolaylıkla yapılabileceği kadar yakın olmalıdır.

köpeğin kulübesi her gün temizlenmelidir.

 köpeğin minderi her gün dışarı alınmalı, silkelenmeli ve havalandırmalıdır.

 kulübenin içi, tüy artıklarından, döküntülerden süpürülerek temizlenmeli, parazit bulunup bulunmadığı denetlenmelidir.

on-on beş günde bir parazitlere karşı ilaçlama yapmak yerinde bir önlemdir.

 kirlenen, ıslanan minderlerin temizliğine, kuru ve rutubetsiz olmasına itina gösterilmelidir. minderler gerektikçe değiştirilmelidir.

 

kulübe çevresinin temizliğine en az barınağın temizliği kadar itina gösterilmeli, yiyecek, döküntü, tüy gibi artıklar itinayla toplanılarak bahçenin uzak bir köşesinde açılan çukura gömülmelidir. böylece, insan sağlığına da zarar verebilecek olan parazitlerin neden olabileceği tehlikelerden korununmuş olur.

 

 kulübede vakit geçtikçe oluşabilecek çürüme, kırılma, çatlama, boyaların dökülmesi gibi arızalar savsaklanmadan giderilmelidir. akan bir dam, rutubet, su geçiren bir taban, yağmurların süzüldüğü, asalakların barındığı çatlak duvarlar büyük sorunlara yol açar.


 

köpeğin vücut bakımı, temizliği ve egzersizleri

bakım, köpeğin sağlığını ve iş verimini olduğu kadar, görünümünü ve güzelliğini de tesirler. bakımı gereğince yapılan köpek, kendini daha ilk bakışta belli eder. tüylerinin parlaklığı ve düzeninden, hareketlerinin canlılığına, bakışlarındaki dikkat ve zekadan, davranışlarındaki güven ve uyuma değin her şey bunu yansıtır. hepsinden önemlisi, bakılan köpek sevilen köpek demektir, değer verilen köpek demektir. bu ise, bir köpeğin yetiştirilmesinde besin kadar önemli bir öğedir. köpek bakımı belirli başlıklar altında toplanabilir.

 

 

bunları şu şekilde sıralayabiliriz:

 

 

 

 

1. tüylerin ve derinin bakımı:

köpek postlu bir hayvandır. bu post, onun dış etkilere karşı korunmasını sağladığı gibi görünümünü güzelleştiren bir değer de taşır. köpeklerin bir bölümünün tüyleri kısa, bir bölümünün orta uzunlukta, bir bölümünün ise olabildiğince uzundur. doğal olarak uzun tüylü türler, daha büyük ve itinalı bir bakım gerektirir. bilhassa tüy değiştirme vakti olan ilkbahar, ve sonbahar süresince, bu iş daha büyük bir önem kazanır. lazım bakım yapılmadığı takdirde, köpeğin yaşadığı bütün çevre tüy döküntüleriyle dolar. bu ise insanların sağlığı açısından büyük sakıncalar içerir. köpek için ise başka açıdan önem taşır. fırçalanmayan ve bakılmayan tüyler, köpeği rahatsız eder, kaşındırır. onları kendi çabasıyla düşürmeye çalışır. bu ise yaralanmasına, cildinin çizilmesine ve mikrop kapmasına yol açabilir. bazı deri hastalıkları ortaya çıkabilir. tüm bu sakıncaları önlemek, köpeğin sağlıklı bir cilde ve tüylere sahip olmasını sağlamak için, normal zamanlarda günaşırı, tüy dökümü süresince günde bir kez fırçalamak yararlı ve lazımdır. ancak, derinin bu devre içerisinde son derece hassaslaştığı unutulmamalı, sert kıllı fırçalar kullanmaktan uzak durulmalıdır. köpeğin özel bakım gerektiren bir tür olmadığı durumlarda, genel olarak şu şekilde bir yol takip edilebilir.

tüylerin fırçalanmasına baş üzerinden başlanılır ve orta sertlikteki kıl fırça ile hayvanın gerisine doğru sıkıca sıvazlanarak taranır. sırt bölgesinin taranması bitince, göğüs yöresi ve köpeğin yanları aşağıya doğru ayaklara varıncaya değin tertipli sıralar durumunda fırçalanır. bundan sonra kıllar çıkış yönünün tersine, bir kez daha fırçalanır. bu tarayış, kıl diplerini güçlendirdiği, deriye masaj yerine geçtiği gibi, kıl diplerine yerleşmiş bulunmakta olan toz ve zararlı maddeleri de kabartır. bundan sonra, tekrardan düzgün yönde bir fırçalama ile tüy bakımının birinci aşaması bitirilir. ıslatıldıktan sonra sıkılarak suyu iyice alınan pamuklu bir bez parçası, eski bir fanila ile köpeğin tüyleri çıkış yönünde bastırılarak silinir. göğüs, karın, bacak ve bacak araları iyice temizlenir. bu arada deri iyice araştırılarak, kene, pire gibi zararlıların bulunup bulunmadığına bakılır. şayet görülürse tedbirleri alınır.

 

kısa tüylü köpeklerin taranması: kısa tüylü köpeklerin taranmasında kısa ve yumuşak kıllı fırçalardan yararlanılır. sert ve uzun kıllı fırçalar kullanım bakımından elverişsiz olduğu gibi, köpeğin derisini de çizebilir. bundan sonra tüylerin çıkış yönüne doğru yapılan fırçalanmayla tüm toz ve pislikler atılır. köpeğin tüyleri tertipli, parlak ve sağlıklı bir görünüm kazanır.

 

uzun tüylü köpeklerin taranması: uzun tüylü köpeklerin taranmasında, uzun ve sert kıllı fırçalardan yararlanılır. böylece sık ve uzun tüylerin arasına girip onları temizlemek ve havalandırmak, düzenlemek olası olur. bu hedefle, dişleri aralıklı taraklardan, tel fırçalardan da yararlanılabilir. bilhassa kaniş gibi tüyleri kıvırcık ve sert olan çeşitlerin tüy bakımında böyle taraklar ve tel fırçalar lazımdır.

 

 

 

 

2. dişlerin bakımı:

genç ve sağlıklı köpeklerin dişleri beyaz, parlak ve diş taşlarından temizlenmiştir. diş sağlığının, yaşla olduğu kadar beslenme ve bakımla da büyük ilişkisi vardır. gelişme çağlarında kalsiyum ihtiyacı yeterince karşılanan köpeklerin dişleri kuvvetli ve sağlam olur. erişkin olduğunda, gevrek, iri sığır kemiği verilen köpeklerin dişlerinde diş taşları oluşamaz ve dişler aşınmalara karşı direnç kazanır. dişlerdeki renk sararması, kötü ağız kokuları her vakit diş taşlarından ileri gelmez. kimi kere bunların sebebi sindirim bozukluklarıdır. dişlerde görülen önemli arızalar ve diş taşları için kesinlikle bir veteriner hekime gitmek gerekmektedir. ancak, kirli ve sararmış dişler, sertçe bir bezi limon suyuna batırarak silmek veya hidrojen perokside batırılmış bezle oymak suretiyle temizlenip beyazlatılabilir. dişleri temizlemek amacıyla, kullandığımız türde diş fırçalarından da yararlanmak olasıdır.

 

 

 

 

3. göz ve kulak temizliği:

sağlıklı bir köpeğin gözü temiz, parlak ve canlıdır. çapaklı, donuk ve kanlı gözler sağlıksızlık belirtisidir. köpeklerde göz temizliğine itina göstermek, çapaklanma ve kanlanma olduğunda, asit borikli suya batırılmış bir pamukla gözleri silip temizlemek gerekmektedir. çoğunlukla üşütmeden ileri gelen çapaklanmalarda camomile ve borasit solüsyonlarının kullanılması yarar temin eder. aşırı ve inatçı olaylarda veteriner hekime başvurulmalıdır. kulaklar, köpeklerin önemli olduğu kadar hassas ve hastalıklara açık bir organıdır. köpeğin tüylerinin fırçalanması sırasında kulaklar özellikle incelenmeli kulağın içerisine doğru giden kıllar dışa doğru taranmalıdır. köpeklerin kulaklarında, havadaki tozların kulak içlerine girmesini önleyen bir nemlilik vardır. bunu, kulakta bulunmakta olan salgı bezleri temin eder. böylece kulak kepçesinde tutulan kirler, hassas bölgelere girme olanağı bulamazlar. ancak bunların kulak kepçesinde de fazla miktarda birikmesi hastalıklara yol açar, sakıncalar doğurur. bunların, asit borikli suyla hafifçe ıslatılmış veya zeytinyağı ile nemlendirilmiş bir pamuk parçasıyla gerektikçe temizlenmesi zorunludur. ancak bu temizleme sırasında büyük itina gösterilmeli kulak iç kulak kepçelerinde biriken kirlerin temizlenmesi, kulak sağlığı konusunda ilerde doğabilecek sorunların önüne geçer. kulakta görülebilecek akıntılarda dikkatli olunmalı, böyle durumla karşılaşıldığında vakit yitirilmeksizin veterinere başvurulmalıdır. çünkü bu belirti, önemli bazı hastalıkların habercisi olarak görülebilmektedir.

 

 

 

 

 

4. ayak ve tırnakların bakımı:

özellikle ev dışında yaşayan, av gibi yürüyüş gerektiren görevler yüklenmiş bulunmakta olan köpeklerin ayaklarında aşınmalar, yaralanmalar, çizilmeler, tırnak kırılmaları görülebilmektedir. dolayısıyla, yapılan bakım sırasında ayaklar da gözden geçinilmeli, hayvana rahatsızlık veren bir durum olup olmadığı araştırılmalıdır. ayak ve tırnaklar bu iş için kullanıma elverişli bir fırça ile fırçalanmalı, şayet varsa, tırnak arasına sıkışmış olan kurumuş çamur parçaları, toz ve kinler temizlenmelidir. dolaşılan yerlerde bulunmakta olan keskin kenarlı kayalar veya kırık cam parçaları, köpeğin taban yastıklarında derin kesiklere neden tırnaklarda kırılmalar olabilir, taban yastıklarına kıymık, diken batabilir. bu gibi durumların bakım ve tedavisi esnasında yapılmalı, kesik, çizik ve tırnak yaralarının ihmal edildiğinde zaman zaman büyük problemler çıkartabileceği unutulmamalıdır. kırılan tırnaklar gibi aşırı uzayan tırnaklar da bakım gerektirir.

 

normalden fazla uzayan tırnaklar kimi kere kıvrılarak köpeğin etme batar ve iltihaplanmalara yol açar. kimi kere ise, sağa sola takılarak köpeği rahatsız eder ve sonunda kötü bir şekilde kırılır. tüm bu nedenlerle vakit zaman köpeğin tırnağını kesmek gerekmektedir. köpeğin tırnağı, ya bu iş için özel olarak yapılmış bulunmakta olan papağan gagası adıyla anılan özel bir makasla, ya da manikür takımlarında bulunmakta olan gelişi hoş bir tırnak pensi ile kesilebilir. tırnak kesilmesi,düşünüldüğü kadar basit bir iş değildir. yanlış ve hatalı kesim büyük problemler yaratabilir. tırnağın kesim sırasında fazla derin alınması kanamalara ve iltihaplanmalara yol açar. resimdeki kesime dikkat ediniz. tırnak, fazla derine gitmeden ve tırnak ucu kütleştirilmeden kesilmektedir. pürüzlü ve kırık tırnakları törpülemek gerekmektedir. bu hedefle bildiğimiz tırnak törpüleri kullanılır. törpülemenin, tırnağın çıkış yönünde olması gerekmektedir. ters yöne doğru yapılan törpüleme tırnak köklerini zedeler ve iltihaplandırır. bakımlı ve sağlıklı bir köpeğin ayaklarında, tırnaklar arasında yabancı gelişi hoş bir madde bulunmaz. tırnaklar bakımlı ve düzgündür. uzamış, çatlamış, kırılmış tırnak yoktur. taban yastıkları bakımlıdır, kesikler, yaralar ve kabuklanmalar görülmez.

 

 

 

 

5. yıkama ve temizleme.

köpeklerin cilt dokusu, insanlarınkine oranla çok değişiktir. köpeklerin ter bezleri yoktur. yani terlemezler. köpeğin derisi insanınki gibi hava almaya elverişli yapıda da değildir. buna rağmen köpek zengin sayılabilecek yağ dokusuna sahiptir. bu yağ bezleri deriyi yumuşak ve dirençli kılan. köpekleri, koktukları gerekçesiyle sık ve aşırı yıkayanlar, onların sağlığıyla oynar. köpek, zorunluluk olmadıkça yıkanmamalıdır. yıkanması gerektiğinde, bu sıcak yaz aylarına rastlatılmalıdır ya da çok iyi kurulanmasına itina gösterilmelidir. aşırı yıkama derideki yağların yitirilmesine, derinin kuruyarak çatlamasına, tüylerin canlılığını kaybetmesine yol açar. soğuk havalarda, bilhassa ev dışında barındırılan köpeklerin yıkanması şiddetli soğuk algınlıklarına neden olabilmektedir. köpek, sağlığı açısından lazım olduğunda veya sıcak yaz aylarında sı olmamak koşuluyla yıkanabilir. köpeğin yıkanmasında bazı noktalara dikkat edilmelidir. köpeğin yıkama suyu veya soğuk olmamalı, 35 c0 dolaylarında bulun malıdır. köpeğin yıkanmasında kullanılacak şampuan, içerisinde yağ ihtiva etmelidir. kulaklara su kaçmaması için, birer parça pamukla kulakların kapatılması yerinde bir önlemdir. çünkü, kulağa kaçan su büyük sakıncalar doğurur.

yıkanacak köpek, bir banyo küvetine, genişçe bir lavaboya veya leğene yerleştirilir. baş kısmı hariç bütün gövde hoşça ıslatıldıktan sonra şampuan dökülerek köpürtülür ve bu köpükler, başın dışında tüm vücuda yayılır. parmaklarla köpeğin vücuduna masaj yapılarak kirler kabartılır. daha sonra, bu köpükler tümüyle temizleninceye, tüyler arasında sabun zerrelerinin kalmadığına emin olununcaya değin, ideal sıcaklıktaki suyla yıkanır. bu arada, bir sünger ıslatılıp iyice sıkıldıktan sonra, köpeğin başı, yüzü, ağzının çevresi, gözlerin etrafı iyice silinip temizlenir. bundan sonra köpek, yıkanılan yerden bir havluyla alınır. ılık, rüzgarsız, hava cereyanı olmayan bir yerde, şayet varsa elektrikli kurutma makinesi ile, yoksa havlu ile olası olduğunca kurulanır. tüyler çıkış yönünde taranıp fırçalanır. şayet hava soğuksa, vücuttaki rutubet tamamıyla gidinceye kadar ev içerisinde tutulur. hava güneşli ve sıcaksa, serbest bırakılarak, hareket hainde iken tüylenin kuruması ve güneşlenmesi için olanak tanınır. ağız etrafında uzun tüylere sahip olan köpekler, yemek sırasında bunarı kirletir. böyle özellik taşıyan köpeklerin ağız yöresindeki tüyler, suyu sıkılmış ıslak bez veya süngerle temizlenebilir. köpeklerin sıkça yıkanması, yukarda belirttiğimiz gibi, türlü sakıncalar doğurur. dolayısıyla, köpeğin temizliğinde başka yöntemler de uygulanır. bu hedefle testere talaşı denilen çok ince tahta talaşından yararlanılır.

 

toz durumundaki bu talaş, köpeğin kıllarının arasına avuç avuç dökülerek tüylerle birlikte iyice ovuşturulur. daha sonra, bunları dökmek için köpeğin tüyleri fırçalanır. ufak yapılı, uzun ve seyrek tüylü, beyaz renkli bazı köpekler, beyaz tebeşir pudrası ile temizlenmekte iseler de, bu işlem tebeşir tozlarının çevreye dağılması nedeniyle pek pratik değildir.

 

 

 

 

6. köpeğin gezdirilmesi ve egzersizleri.

tüm köpekler, türden türe müddeti ve meziyeti değişmekle birlikte, hareket etme ve egzersiz yapma ihtiyacı duyar. devamlı olarak evde yaşayan, narin yapılı bir süs köpeği, bile, bu ihtiyacı yeterince sağlanmazsa, normal halini, hareketliliğini, neşesini ve zaman zaman de sağlığını yitirir. bu tür köpeklerin vakit zaman bahçeye çıkartılarak gezdirilmesi gerekmektedir. onların sağı solu dolaşmaları, öteyi beriyi koklamaları içgüdülerini canlı tutmaya, çeşitlerine özgü koklama ve işitme duyularını doğal ortam içerisinde sınayarak özgüvenlerini kazanmalarına yarar. bununla birlikte, böyle narin çeşitlerin, fazla alışmış olmadıkları dış ortamda uzun müddet bırakılmaları, elverişsiz havalarda çıkartılmaları sağlıkları üstünde iyi etki bırakmaz.

 

iri yapılı köpeklerin, özellikle özel amaçlarla eğitilip çalıştırılan görev köpeklerinin bu ihtiyacı çok daha fazladır. bunlar, açık havada koşma, serbest kalma, eğitildikleri alanda egzersiz yapma ihtiyacı duyarlar. yarış köpekleri, av köpekleri, koruma ve bekçi köpekleri, çoban köpekleri uzun müddet etkinlikten uzak ve sabit bırakılmamalıdır. içgüdüsel tepkilerini doyurmak, eğitildikleri alandaki beceri ve kabiliyetlerini körleştirmemek için, sıkça ideal yörelere götürülerek serbest bırakılmalı. egzersiz ve antrenman yaptırılmalıdır.

 

 

KÖPEK HASTALIKLARI

 

GÖZ VE KULAK

Konjonktivit İltihabı: Başlangıç sebebi olarak; polenler, dolaşma ve koklamalar sırasında göze temas eden otlar, virüsler, bakteriler ve mantarlar sayılabilir. İlk önceleri, hafif bir pembelik ve damarların belirginleşmesi ile başlar. Başlangıçta akıntı şeffaf ve temizdir; ancak hemen tedavi olmazsa koyulaşır ve iltihaplı bir hal alır, ışığa hassasiyet oluşur. Göz ve çevresinin bu dönemde çok temiz tutulması ikinci bir enfeksiyon oluşumuna izin vermemek açısından önemlidir. Bakteriyel ya da diğer bir etken kaynak sebepli değilse, insana ve ya diğer bir hayvana bulaşma göstermez. Bulgular fark edildiğinde hekim müdahalesi ile kısa sürede sonuç alınacaktır.

 

 

 

Kornea Yaralanmaları:
 

Özellikle kedi tırmalaması nedeniyle ortaya çıkabilen olaylara sıklıkla rastlanılmaktadır. Ayrıca kazalar, çarpma ve gözü kaşımak amacıyla sürtme vb. nedenlerle yüzeysel, derin veya ciddi doku kayıplı yaralar oluşabilir. Yüzeysel yaralanmalarda hafif bir yaş akıntısıyla kendini gösteren Kornea Yaralanmaları, derin yaralanmalarda gözde şişkinlik, göz yaşının yoğun olarak akması ve kronikleşen durumlarda görme bozukluğuna kadar varan semptomları vardır.Bu tür kronikleşmiş durumlarda gözün alınmasına kadar gidilebilir. Fark edilebilen basit belirtiler,en kısa sürede hekime gösterilmelidir.

 

 

 

 

Katarakt:
 

Daha çok ileri yaşlarda görülmesine rağmen, her yaşta ve ırkta karşımıza çıkabilmektedir. Ancak, bazı ırklar katarakta daha hassastır. Sıkça görülmesine karşın nasıl oluştuğuna ait mekanizma tam olarak bulunamamıştır. Bozulma lensin saydam yapısının matlaşmasıyla başlar şeffaf olan yapı her geçen gün bozulur ve bunun sonucunda görme bozukluğu ortaya çıkar. Bir kaç değişik formda ortaya çıkabilen katarakt, çoğunlukla 6-7 li yaşlarda başlar; daha önce görülmesi ırksal hassasiyet nedeniyledir. Hassas olduğu bahsedilen bu ırklara; Chow chow, Yorshire terrier, Doberman, Pekingese örnek verilebilir. Bunun dışında katarakt'ın ortaya çıkış nedeni olarak şeker hastalığı ve travmalar sayılabilir. Gözde belirgin bir matlaşma ilk fark edilen belirtidir, hasta geceleri gündüze oranla çok daha iyi görür. Gözde bulanıklık ve matlaşma fark edildiğinde, erken teşhisle ilerleme durdurulabilir ya da operasyon ile tamamen görme kaybı engellenebilir.

 

 

 

Kulak Mantarı
 

 

Kulak kanalında doğal olarak bulunan Mantar,özellikle yüzmeyi ve banyoyu seven köpeklerde; bu aktviteler sonrasında kulak kanalının iyice temizlenmemesi sonucunda ortaya çıkar. Daha çok uzun ve büyük kulaklı köpeklerde (S.Cocker, Beagle vb)görülen Mantar hastalığı; şiddetli kaşıntı ile kendini gösterir. Kulak girişindeki kılların kesilmesi ve hekim tarafından sık sık ilaçlı kulak temizliği yapılması bu kaşıntıyı azaltır, Lokal kullanılacak ilaçlar ve düzenli bakım ile soruna kesin çözüm sağlanacaktır.

 

 

 

 

 

Sağırlık:
 

Doğumsal olabileceği gibi, sonradan oluşan bir enfeksiyon vb. nedenler ile meydana gelebilen işitme kaybı olarak tanımlanabilir. Belirgin seslere ve uyarılara tepkisizlik en açık göstergesidir. Doğumsal olmayan sağırlığı oluşturabilecek etkenlerin, düzenli bakım ve temizleme ile ortadan kaldırılması, yapılabilecek tek şeydir. Doğumsal sağırlıkta ise yapılacak bir tedavi bulunmamaktadır.

 

 

Orta kulak İltihabı:
 

Gezdirme sırasında kulak içine kaçabilecek Pisipisi Otu,bu oluşumu yaratacak en önemli sebeplerden birisidir. Bunun dışında kulak içinde şekillenmiş bir enfeksiyonun ilerleyen boyutlarında ortaya çıkan dış kulak yolu yangılarının ilerleyen dönemlerinde de ortaya çıkabilir. Hastada; çevreye ilgisizlik, başı öne eğerek yürüme, dengesizlik, ağrı nedeniyle kulağı elletmeme gibi belirtiler açıkça gözlenir. İlerleyen hallerde kokulu ve iltihaplı bir sıvı görülür. Bu vakalarda vakit kaybetmeden hekim müdahalesi gerekir.

 

ENFEKSİYONLAR

 

Toksoplazma:

 

Hastalığın bulaşması oral yoldan olmaktadır. Parazitin yumurtaları ile enfekte olan çiğ etlerin yenilmesi ile olabildiği gibi paraziti taşıyan kedi ve köpeklerin dışkısı ile bulaşmış gıdaların yenilmesiyle de ortaya çıkabilir. Oral yolla alınan parazitler, bağırsak epitellerine tutunarak çoğalırlar ve buradan da kan ve lenf yoluyla beyin, akciğer, karaciğer ve plasenta gibi yerlere ulaşarak buralarda çoğalmalarını sürdürürler. Belirgin belirtiler; iştahsızlık, yüksek ateş, zor solunum, felç görünümü sayılabilir. Hamilelikte yavru atmaya kadar giden bu durum hemen her yaştaki köpekte görülebilir. Bu enfEksiyondan korunmak için çiğ ya da az pişmiş et verilmemeli hekim tarafından düzenli kontroller yaptırılarak bu parazitlerin atılması gereklidir.

Kisthiydatik: Kaynağı Echinocock denilen bir parazit olmakla beraber, köpekler bu paraziti enfekte olmuş sakatat vb. gıdalardan rahatlıkla alabilirler. Bu parazit, kendisini taşıyan köpeklerde belirgin sorunlar yaratmaz ancak dışkılama sırasında halka ya da yumurtalar şeklinde görülür. İnsana bulaşabilen bu parazit, köpeklerin dışında iyi yıkanmamış sebze ve meyvelerden de alınabilir. Köpeklerin korunması için düzenli olarak paraziter tedavilerinin takibi yaptırılmalıdır.

 

 

 

DERİ
 

 

Egzama: 

 

Egzamanın oluşumunda hem iç hem de dış etkenler rol oynar. iç hastalıkların başında; düşük kaliteli mamalarla beslenme, sarılık, iç parazitlerln yoğunluğu, vitamin ve minerallerin eksikliği vb.sayılabilir. Dış etkenler ise; Tüylerin sıkça ıslak bırakılması, kirli ve bakımsız deri-tüy ,Hayvanlara uygun olmayan maddeler ve şampuanlarla yıkama yapılması vb.olarak sıralanabilir. Başlıca belirtisi, kaşıntı ve kızarıklıktır. Bu kaşıntıya bağlı tüy dökülmesi, tüyün yapışık bir hal alması; ilerleyen durumlarda ise, sulu alanlarda kurumalar, derinin kalınlaşması, iltihaplı ve kokulu akıntılar oluşur. Dış parazit tedavilerinin düzenli yapılması, dengeli beslenme ve tüy bakımı hastalığın oluşmasını büyük ölçüde engeller. Hastalığın oluşması halinde, laboratuar tetkikleri uygun görülmekte, akabinde kısa veya uzun süreli hekim tedavisi gerekmektedir.

 

 

 

 

 

Mantar:

 

 

Sıklıkla genç yaştaki köpeklerde görülür. Ortak yada hijyen kurallarına dikkat edilmeden kullanılan tarama fırçaları, taşıma kapları vs.yoluyla yada direk temas ile bulaşması kolaydır. Genellikle kulak, kuyruk gibi bölgelerde şekilli, dairesel tüy dökülmesi görüntüsüyle ortaya çıkar. Hastalık bilinenin aksine, ağır kaşıntılı değildir. Laboratuar tetkiki akabinde hekim müdahalesi gerekir.

 

 

 

Uyuz:
 

 

 

Sağlıklı hayvan derisinde bekler durumda bulunan bu parazit, kötü bakım şartları, yoğun sıcak hava, kalitesiz ve besin değeri düşük mama kullanımı vb.etkenlerle açığa çıkar. Tasma, taşıma kabı, tarama fırçası vb. ortak kullanımlı eşyalardan kolaylıkla bulaşır.üzeri pullu,kırmızı ve kabarık noktalar halinde görülebileceği gibi, içi kanlı bir sıvıyla dolu olan görünümü de vardır. İnsana bulaşabilir. Tanım; deri kazıntısı ile laboratuar tetkikleri neticesinde onaylanarak hekim tarafından en kısa süre içinde tedavisi yapılmalıdır.

 

 

 

 

 

 

BESLENME HASTALIKLARI

 

Aşırı şişmanlık:

Hekiminizden öğrenebileceğiniz yaş ve ırk ve cinsiyet özelliklerine uygun kilonun %15-25 üzerine çıkılması aşırı şişmanlık (obezite)olarak tanımlanabilir. En büyük neden düzensiz beslenme ve hareketsizlik olarak görülür. Bunların dışında yaşlılık, kısırlaştırma, stres gibi faktörler de etkilidir. Başlangıçta kuyruk dipleri ve karın bölgesinde aşırı yağlanmayla dikkat çeker. Olumsuz etkileri, kalp rahatsızlıkları, şeker, hareket kaybı, kabızlık olarak gösterilebilir. Düzenli hekim kontrolünde olan köpeklerde takip edildiği taktirde ender olarak görülür. Prescription mama kullanımı, düzenli hekim gözetimi ile kontrol edilebilir.

 

 

Aşırı Zayıflık:

 

 

Mide ve bağırsakların aşırı dolu olması, korku, yabancı cisim yutma, tümörler vb.durumlarda ortaya çıkan iştah kaybı; sürekliliğin boyutu önemli olmak kaydıyla özen gösterilmesi gereken ciddi bir durumdur. Aşırı kilo kaybı büyük bir halsizlik ,kas kaybı ve anemi oluşumunu yaratır. Oranları ayarlanmış dengeli bir beslenme ,vitamin ve mineral takviyesi yapılmalıdır. Hekim desteği alınmadığı taktirde sonuç ölüme kadar gidebilir.

Kemik Gelişim Bozukluğu: Özellikle büyük ırka mensup köpeklerde bebeklik döneminde bilinçsiz ve aşırı beslenme sonucu ortaya çıkan ve ileriki yaşam sürecini kökten etkileyecek bir durumdur. Kemiklerin henüz gelişimini tamamlamadığı bu dönemde, üstlerine besinsel ağır bir yükün binmesi kemik gelişimini olumsuz etkileyecektir. Hekim kontrolünde bir besin diyeti ile erken dönemde alınacak tedbirler ile kontrol edilebilir.

Taş,Toprak ve Dışkı yeme: Profesyonel olmayan mama alışkanlığı, ilk 6 ay içinde yoğun olarak görülen vitamin, mineral ve diğer yaşamsal maddelerin vücuda yeteri kadar alınmamasıyla ortaya çıkan bu durum, köpeğin vücudundaki bu eksik maddeleri takviye etmek istemesiyle beraber ortaya çıkan kötü bir alışkanlıktır. Profesyonel mama kullanımına geçilmesi ve bu gibi durumlar için özel olarak hazırlanmış ek ürünlerin hastaya verilmesiyle hekim kontrolünde toparlanacak bu durum ilk etapta sizleri korkutsa da kontrolü kolaydır.

 

 

 

KEDİ VE KÖPEKLERDE BESLENME YANLIŞLARI

 

 

Kedi ve köpeklerde gözlenen enerji fazlalığı,yetersiz beslenme yada diğer nedenlerden kaynaklanan sağlık problemleri,pratik olarak 4 ana başlıkta toplanabilir.

 

Enerji fazlalığı:

Büyük ırklardan German Shepherd(Alman çoban köpeği),St.Bernard,Alman Doggie köpeklerinin büyüme devrelerinde yüksek enerji alınması sonucunda ''Osteochondros Sendromu''ortaya çıkar.Bu durum,geri dönüşümsüz olarak iskelet sisteminde bozukluklara sebep olur ve hayvanın tüm hayatı boyunca yaşayacağı problemlere neden olur! Enerji fazlalığı,yetişkin köpeklerde ise,Adipozitaza(aşırı kilo)'ya sebep olur.Normal canlı ağırlığının %20'sinin aşılması,bu soruna neden olur.

Gelişmiş ülkelerde,kedi ve köpeklerde en fazla rastlanan beslenme yanlışlığıdır!

Köpeklerin%25-40,kedilerin ise %20-30'unda,bu probleme rastlanır...

Aşırı kilo,iskelet sisteminde olumsuz etki yaptığı gibi,diabet ve tümör riskini de arttırır!Ayrıca enfeksiyon kaynaklı hastalıklara karşı hayvanın direncini düşürür!

 

Enerji bakımından eksik beslenme,genellikle görülmez.

 

 

Yetersiz Beslenme:

 

Kedi ve köpek bakımında,en büyük beslenme yanlışlarından biri de,Kalsiyum (Ca) yetersizliğidir. Özellikle büyüme dönemlerinde Kalsiyum yetersizliğinin en büyük nedeni,fazla fosfor alımıdır!Kalsiyum,eksik beslenmenin yanında alınan fazla et ve sebze nedeniyle düşmesidir..Bu nedenle besinlere ek olarak verilecek Kalsiyum bu problemin çözülmesine yardımcı olacaktır.

Sodyum(Na)eksikliği,genelde evde hazırladığımız kedi-köpek mamalarına yeterince tuz ilave etmememizden kaynaklanmaktadır.. bunun sonucunda hayvanlarınızda taşikardi ve exikkoz gibi problemler görülmektedir. Kedilerde gözlemlenen Taurin(esansiyel amino asit)eksikliği,tek taraflı hayvansal yağdan yoksun beslenme yanlışlığı sonucunda ortaya çıkar..

 

Kedi ve köpeklerde gözlemlenen diğer esansiyel besin maddeleri eksikliklerinde özellikle,lilolenik asit(sakatat ile besleme)farklı vitaminler(Biotin,vitamin A,E,B2,B6) ve mineral maddelerin(çinko,demir,iyot)eksikliklerinde,deri ve tüy problemleri ortaya çıkar!

 

Hybervitaminoz(Vitamin Fazlalığı): Vitamin D preparatlarının gereksiz yere kullanılması durumunda,yumuşak dokuların kireçlenmesi,özellikle damar ile böbreklerde harabiyet meydana gelmesine neden olur! Vitamin A fazlalığı,fazla miktarda pişmemiş ciğer tüketen kedilerde gözlemlenir...

Bu beslenme yanlışında devam edilirse,boyun ve sırt bölgesindeki kemiklerde üremeler şekillenir ve kedi,kafa çevirme hareketlerini yapamaz. Geri dönüşümü olmayan bu problem,yanlış beslenme devam ederse hayvanın ölümüne neden olacaktır!

 

 

Diğer Beslenme Yanlışları: ''All-Meat''sendromu;ani ve fazla et ile beslenme sonucunda Kalsiyum ve İyot yetersizliğine bağlı olarak deri yapısında bozukluk,kepeklenme,cıvık-kötü kokulu dışkı ve iskelet bozukluğu problemleri ortaya çıkar...

 

Bu durumun önlenmesi için sebze ve meyve ağırlıklı rasyonlar ve ilave mineral takviyesi yapılmalıdır! Erişkin kedi ve köpeklerde gözlemlenen güçlü veya zayıf Laktoz-intoleransı nedeniyle süt ve süt ürünlerinin,sadece belli sınırlar dahilinde ve özellikle sütün yarı yarıya su ile karıştırılması şekliyle verilmesi önerilir...

Günlük laktoz alımı,1-2g/kg canlı ağırlık kalsiyum düzeyini aşmamalıdır!

Köpeklerde çok fazla yada sürekli olarak kemik tüketilmesi,(10g/kg kalsiyum/gün)hareket zorluğuna,ağır obstipasyonlara (tıkanıklık),sindirim sisteminde yaralanmalar ve bozukluklara neden olmaktadır!

Bu 4 madde başlığı altında incelenen ve kedi köpek sahiplerinin alışkanlıklar ve kulaktan dolma bilgiler ile sıklıkla yaptıkları beslenme yanlışlıkları,kedi ve köpeklerin hastalanmalarına hatta ölümlerine sebep olmaktadır!

Tüm bu beslenme hatalarını minimuma indirmek için daima hekim kontrolünde bir beslenme diyeti uygulanmalı ve içeriği her ırka uygun özenle hazırlanmış olan Profesyonel Kuru mamalar öncelikle tercih edilmelidir!

 

                           
                               
avru Köpek Bakımı Hakkında Bilmemiz gerekenler

Yüksek sesler, kalabalık ve çocukların onu sevmek için yakalamaya çalışmaları gibi faktörler ilk günlerde köpeğinizin korkmasına neden olabilir.

Köpeğinize evde sıcak ve hava cereyanından uzak bir yaşama alanı sağlayınız. Köpeğiniz bu alanı uyumak ve dinlenmek için kullanacak ve burada kendini güvende hissedecektir. Bu alan bir kapısı olan kapalı bir kutu ya da yuva olabilir. Bunun dışında yere koyacağınız onun boyutlarına uygun bir yatak ya da sepet de olabilir.

 Yavru bir köpek günün büyük bir kısmını uyuyarak geçirir. Hatta bazen deyim yerindeyse “ölü gibi uyur”. Çünkü uyku da yavru için büyük bir gereksinimdir. Bazen köpek sahipleri bu durumdan telaşlanıp köpeğinin hasta olduğunu zanneder. Ancak endişe etmeyin. Bu durum yavru köpekler için çok normaldir.

 

Köpeğinizi yerinden zorla çıkarmaya çalışmayın. Eğer orada kalmak istiyorsa bırakın kalsın. Kendi istediği zaman zaten çıkacaktır. Çocukların onu orda sıkıştırmasına ve kızdırmasına izin vermeyin.

 

İlk günlerde bütün evi kullanmasına izin vermeyin. Hem ortama yabancı olduğundan hem de ev ona başlangıçta büyük bir alan geleceğinden korkacaktır. Aynı zamanda bu olay tuvalet eğitimi açısından da yanlış bir davranıştır.

 

Köpeğize evinizi, sizin gözetiminiz altında yavaş yavaş tanıtmalısınız. Kullanmasını istemediğiniz alanları ( yatak odanız, mutfak…) ona öğretmelisiniz.

 

Evde yanlış bir davranış yaptığında biri ona kızdıysa, diğer bir kişi gidip onu sevmemeli ve onunla ilgilenmemelidir. Çünkü bu davranış köpeğinizin gelecekte kızan kişinin sözünü dinlememesine ve şımarmasına neden olacaktır. Şımarık bir köpek söz dinlemez ve kendi kafasına buyruk yaşar. Böyle bir şeyle karşılaşmak istemiyorsanız daha ilk günlerden tedbirinizi almalı, köpeğinize ondan üstün olduğunuzu, onun sahibi olduğunuzu ve sözünüzü dinlemesi gerektiğini hissettirmelisiniz.

 

 

 

 
Yavru Köpekde Öğrenme

Köpeklerde öğrenme tekrarlarla gerçekleşir. Öncelikle dağarcıklarında bulunan (daha önce öğrendiği) davranışları uygularlar. Bu davranışlar amaçlarına ulaşmaya yeterli gelmezse değişik yollar denerler. Denemeler ve yanılmalardan sonra doğru davranışı bulurlar. Yani ödülü elde ederler. Aynı davranışı her tekrar ettiğinde ödüle ulaşıyorsa, bu davranış köpeğinizin dağarcığına gittikçe yerleşir ve aynı uyaran etki olduğu müddetçe benzeri davranışları sergiler. Yani bu tepki öğrenilmiş olur.

Köpeklerde bir diğer öğrenme yöntemi ise şartlı reflekstir. Örnek vermek gerekirse; mama verilmeden önce her zaman “mama vakti” diye sesleniliyorsa, konuşma esnasında kullanılacak bir mama kelimesi kendisine yemek verileceğini zannetmesine neden olur. Dışarıya çıkmak için sahibinin mantosunu giydiğini gören köpeğin, sahibine karşı sevgi gösterilerinde bulunması da başka bir şartlı refleks örneğidir. Bunun nedeni, mantonun giyilmesi ile dolaşmaya çıkarılacağını ilişkilendirmesidir.

 

 

Yavru Köpekde Ödüllendirme

Ödül, köpeğinizin nasıl davranması gerektiğini öğrenmesinde ve davranış şeklinde istediğiniz değişiklikleri gerçekleştirmenizde en büyük yardımcınızdır. Köpeğinizin hoşuna giden herhangi birşey ödül olabilir. Yiyecek, okşanma, sıcak bir sevgi gösterisi, “aferin” gibi belirli bir kelime, dışarı çıkarma v.b … Bunlar köpeğinizi doğru davranışları yapma konusunda teşvik eder.

 

Köpeğinizin sahip olduğu davranışların çoğu teşvik edilmenin sonucunda şekillenir. Ödül ya da teşvik, yapılan davranışın gelecekte tekrarlanma olasılığını arttırır. Aynı zamanda hızlı bir şekilde öğrenmeyi sağlar.

 

Ödüllendirmenin zamanı da önemli bir konudur. Köpeğiniz hoşunuza giden bir davranışı gerçekleştirdiğinde, onu zaman geçirmeden o anda ödüllendirmelisiniz. Köpekler sürekli hareket halinde olan canlılardır. Bu yüzden geç yapılan bir ödüllendirme, onun hangi davranışı için ödüllendirildiğini anlamasını güçleştirecektir. Ödüllendirdiğiniz anda köpeğiniz ne yapıyorsa teşvik ettiğiniz davranış da o olur. Örneğin; köpeğinize oturmayı öğrettiğinizi düşünelim. Köpeğiniz oturduğunda ödüllendirmek için ayağa kalkmasını bekleyip ödülünü verirseniz, onun oturmasını değil ayağa kalkmasını ödüllendirmiş olursunuz. Özellikle tuvalet ve otur kalk eğitiminde, ödül en büyük yardımcınız olacaktır.

 

Aslında bu işin mantığı çok basittir. “Köpeğiniz hoşunuza giden bir şey yaptığında siz de onun hoşuna giden bir şey yapın”.

 

 

 

Yavru Köpekde Cezalandırma

Yavru bir köpeğin elbette birtakım yaramazlıkları olacaktır. Bu istenmeyen davranışların bir daha tekrarlanmaması için genel olarak, cezalandırma yada yüksek sesle ikaz etme yöntemlerine başvurulur.

 

Bu noktada en önemli şey, dozu iyi ayarlamaktır. Eğer çok sert bir cezalandırma yöntemi (aç bırakmak, dövmek yada karanlık bir odaya kapatmak gibi) izlenecek olursa, köpeğiniz hayatı boyunca sizden hep korkacak ve bu yüzden sözünüzü dinleyecektir. Bu da sevgiden çok korkuya dayalı bir itaat anlamına gelir. Bu nedenle köpeğinize fiziksel ceza vermekten kaçının. Hata yapmasını ufak tefek tedbirler alarak engelleyin. Ses tonunuzda yapacağınız birtakım ufak değişikliklerle onun üzerinde hakimiyet kurun.

 

Yapılacak en güzel şey, daha ilk günlerden başlayarak köpeğinize “HAYIR” kelimesinin anlamını en iyi ve doğru biçimde öğretmek olacaktır. Bu şekilde köpeğinizle birlikte çok daha kolay ve rahat bir yaşam sürdürebilirsiniz.

 

 

 

Yavru Köpekde Egzersiz

Köpeklerde enerji ihtiyacı ve yem tüketimi aktivite, yaş ve çevre ısısına bağlı olarak değişir. Köpeğinize, enerjisini sarfedecek aktiviteyi gerçekleştirmesi için yeterli egzersiz imkanı sağlamalısınız.

 

Yavru köpekler çok hareketli olduklarından dolayı bol egzersize gereksinim duyarlar. Egzersiz ihtiyacı yaş kadar köpeğinizin ırkı ile de alakalıdır. Örnek vermek gerekirse, bir av köpeğinin günlük egzersiz ihtiyacı bir Terier’e göre çok daha fazladır. Köpeğinizin ırk özelliklerini inceleyerek onun egzersiz gereksinimini daha iyi anlayabilirsiniz. Ancak köpeğiniz hangi ırk olursa olsun günlük kısa yürüyüşler tüm köpekler için şarttır.

 

Büyük ve dev ırk köpeklerde gelişim süreci ve kemik gelişimi daha uzun sürede tamamlandığından egzersizler sınırlı tutulmalıdır. Çok uzun koşular, yüksek yerlerden atlamalar ve ağır egzersizler kemik gelişimi tamamlanıncaya kadar yaptırılmamalıdır.

 

 

 

Yavru Köpekde Tüy Bakımı ve Fırçalama

Tüy bakımı köpeklerde üzerinde önemle durulması gereken bir konudur. Çünkü yılda en az iki kez olmak üzere tüy değiştirirler. Bahçede yaşayanlarda bu genellikle ilkbahar ve sonbahar civarında daha yoğun dökülme şeklindedir ve daha kısa sürer. Fakat evde yaşayanlarda bütün yıla yayılarak devam eder.

 

Eğer bir beslenme bozukluğu, hastalık veya lokal bir açılma yoksa bu tüy değiştirme olarak adlandırılır. Sizin yapmanız gereken onu hergün hatta yoğun tüy değiştirme zamanlarında sabah akşam olmak üzere iki defa fırçalamaktır. Bu işlem için en uygun olanı tel fırçalar veya eldiven gibi ele geçirilebilen çeşitli tipteki plastik fırçalardır.

 

Yavru köpeğinizi fırçalamaya ne kadar erken alıştırırsanız ileride o da siz de rahat edersiniz. Çünkü fırçalama genel bakım için beslenme kadar önemli bir işlemdir. Fırçalama yaparken köpeğiniz üzerinde gerekli olan günlük kontrolleri de uygulamış olursunuz. Bu bilhassa deri problemlerine yatkın olan ırklarda sorunu erken tespit etmek bakımından önemlidir.

 

Fırçalama yaparken bilhassa ele geçirilebilen fırça tipleriyle aynı zamanda deriye masaj yapıp kan dolaşımını da uyarmış olursunuz.

 

Yavru Köpekde Banyo

Sanıldığı gibi köpekler kolay kolay kokmaz ve sık yıkamak daha iyi temizlik anlamına gelmez. Çünkü köpeklerde ter bezleri yoktur. Yani köpekler patileri dışında terlemezler. Dolayısıyla tere bağlı koku oluşmayacağından bizim gibi sık olarak yıkanmaya ihtiyaç duymazlar.

 

Sık yıkandığında derinin Ph değeri değişir ve aslında koruyucu olan derinin üzerindeki yağımsı tabaka kaybolur, köpeğiniz mantar ve uyuz gibi hastalıklara daha duyarlı hale gelebilir. Genellikle aşılama döneminde doktorunuz yıkamaya zaten izin vermez. Daha sonrasında ise eğer deride medikal bir problem yoksa, ama yıkamak istiyorsanız ayda bir kez yıkama önerilir. Çoğu tüylü köpek sadece fırçalamakla temizlenebilir.

 

Yıkayacağınız zaman onu önce ılık suyla ıslatmalısınız. Bu işlem için genellikle bir küvet tavsiye edilir. Küvetin altına onun kaymayacağı paspas şeklindeki malzemeden konursa iyi olur. Doktorunuz özel bir şampuan önermediyse köpek şampuanını bir kasede bir-kaç misli su ile çoğaltın. Bir sünger parçası alın. Su ile dilüe ettiğiniz şampuanı emdirip köpeğinizin üzerine sürün. Şampuanı direk dökmeyin ve kesinlikle insan için üretilen şampuan ve sabunları kullanmayın. Köpek şampuanları insan şampaunları gibi üretilmediğinden çok köpürmesini beklemeyin. Kulağına su kaçırmamaya ve gözüne şampuan gelmemesine dikkat edin. Bunun için kulağına vazelinli pamuk koyun. Çünkü kaçan su kulakta kronik (uzun süreli) otitis externa dediğimiz dış kulak yolu enfeksiyonuna sebep olabilir. Durulamayı bol ılık suyla çok iyi bir şekilde yapın. Eğer çok kirli ise aynı işlemi ikinci kez tekrar uygulayabilirsiniz. Sonrasında onu önce bir havlu ile silin ve fön makinesinin ılık ayarıyla iyice kurutun. Köpeklerin derileri zor kuruduğundan hava akımından uzakta bir yerde tutun ve mümkünse o gün (en azından 4-6 saat) dışarı çıkarmayın. Kendiniz rahat yıkayamıyorsanız köpek kuaförlerinde de yıkatabilirsiniz. Ancak herhangi bir nedenle farklı bir şampuan kullanması gerekiyorsa kuaföre giderken köpeğinizin şampuanını da beraberinizde götürmelisiniz.

 

 

 

Yavru Köpekde Diş Değişimi

Yavru köpekler 3,5 aylıktan 8. aylığa (genellikle 6. aya) kadar süt dişlerini dökerler. Yerine hayat boyu kalıcı olan ana dişler çıkar. Dökülen dişleri zaman-zaman yerlere düşmüş olarak görebilirsiniz. Çoğu zaman da yemek yerken kendileri yutarlar. Bu dönemde diş kaşıntısı çok fazla olduğu için bulduğu her şeyi kemirecektir. Siz kendisine zarar vermemesi için potansiyel olarak kemirebileceği her eşyayı, sanki evde emekleyen bir çocuk varmış gibi düşünüp ortadan kaldırmalısınız.

 

Bu dönemde onun kemirmesi için hazır ürünler verebilirsiniz. Kalın halat şeklinde, düğümlenmiş, uçları püsküllü olan diş ve oyun ipleri, naturel malzemelerin işlemden geçirilmesiyle elde edilmiş yapma kemikler kullanabilirsiniz.

 

Sanılanın aksine köpeklerde diş bakımı da gereklidir. Yani onların da dişlerinin fırçalanmasına ihtiyaç vardır. Normalde tartar oluşumu 1,5 yaşından sonra başlar. Fakat daha yavruyken, fırçalamaya alıştırmak gerekir. Bu işleme en küçüklerinden çocuk diş fırçası veya köpekler için hazır satılanlardan temin ederek başlayabilirsiniz. Öncelikle diş fırçasını ıslatarak alıştırıp sonra da köpek diş macunu ile devam edebilirsiniz. Fırçalama aynı bizde olduğu gibi yukarı-aşağı ve daha az olarak ta sağa-sola doğru olmalıdır.

 

Tabiki köpeklerin dişleri sadece fırçalanarak temizlenemez. Bunun için yukarıda diş kaşıntısı dolayısıyla kullandığınız yardımcı malzemeler ve yöntemlere ilave olarak özel olarak tartar temizliği için üretilmiş mamaları da verebilirsiniz.

 

 

 

Yavru Köpekde Sosyalleştirme

Köpekler sosyal canlılardır ve her zaman yeni dostluklar kurmaya heveslidirler. Meraklı ve öğrenmeye aç bir şekilde tecrübe ettikleri herşeyi hafızalarına kayıt ederler. Bu çok önemli dönemde karşılaşmadıkları ya da köyü tecrübe ettikleri herşey, onlar için erişkin yaşamlarında, korkuyla tepki verdikleri davranışlara dönüşebilir. Bu nedenle özellikle 1.5-3 ay arasındaki ana sosyalleşme dönemi köpeğin psikolojik dünyasında çok büyük bir önem taşır.

 

Köpek yavrularının dünyaya insanlar ve yaşadıkları çevre hakkında bilgi sahibi olmadan geldikleri unutulmamalıdır. Bu nedenle köpekler; her türlü insanla (kadın, erkek, çocuk, yaşlı…), hayatları boyunca karşılaşabilecekleri diğer evcil hayvanlarla (kedi, köpek..), her çeşit taşıtla (otobüs, araba, bisiklet…) bu aylarda tanıştırılmalı ve çağrışımlarının daima pozitif olmasına dikkat edilmelidir.

 

Köpeğiniz size ve yeni çevresine alıştıktan sonra, onu diğer canlılarla tanıştırmalısınız.

 

Çocuklar ve diğer insanlarla kontrolünüz altında oyun oynamasına ve dostluklar kurmasına izin verin.

 

 

 

 

Aşıları tamamlandıktan sonra dış çevreyi tanımalarına olanak sağlamalısınız. Diğer köpeklerle kontrollü bir şekilde oynamasına izin vererek kendi türü arasındaki doğal ve sosyal davranışları öğrenmesine yardımcı olmalısınız.

 

Yavru köpeğinizi çok uzun süre yalnız bırakmayın. Bu ona aşırı stres yükleyecektir.

 

Kalabalık caddelerde gezdirerek çevresini kabullenmesini sağlayın. İlk başlarda havlayarak kalabalığa tepki verecektir. Ancak bir süre sonra onları kabullenecek ve yürürken diğer insanları rahatsız etmeyecektir.

 

Unutmayın; asosyal köpekler insanlara ve diğer hayvanlara karşı saldırgan ve güvenilmezdirler.

 

 

 

Yavru Köpeğinizle Veterinere İlk Ziyaret

Köpeğinizi aldığınız gün yada ertesi günü veteriner hekimininize götürüp genel bir kontrolden geçirmeniz onun sağlık durumu hakkında bilgi sahibi olmanızı sağlayacaktır. Bilindiği gibi yavrularda bağışıklık sistemi tam olarak gelişmediğinden hastalığa yakalanma riskleri fazladır ve bu hastalıkların bazıları ölümcüldür. Zamanında yapılacak kontroller böyle bir hastalığa yakalanmış yavrunun yaşama şansını artıracaktır.

 

Veteriner hekiminiz köpeğinizin kulaklarını, gözlerini, burnunu, ağzını, dişlerini, derisini ve ateşini kontrol edecek, gerek duyarsa akciğerini, kalbini dinleyecek ve herhangi bir sorun olup olmadığına bakacaktır.

 

Kemik gelişimi, vücut büyüklüğü, kilosunun uygun olup olmadığı, hangi mamayı yemesi gerektiği, beslenme düzeni ve yemesi gereken mama miktarı gibi konularda sizi bilgilendirecektir. Köpeğinizin diğer ihtiyaçları (mama kabı, oyuncak, fırça v.b.) konusunda da size yol gösterecektir.

 

 

 

Önemli olan diğer bir nokta da yeni alınmış yavru köpeklerdeki parazit varlığıdır. Özellikle yavrularda parazit varlığı ciddi sorunlara yol açabilir. Kancalı ve şerit parazitler gibi birkaç bağırsak paraziti türü yavru köpeğinizin bedeninden beslenir. Bu parazitler anneden yavruya geçebildiği gibi kaldıkları ortamlardaki hijyen koşullarının kötü olması sonucunda da yavruya geçebilirler. Karın bölgesinde şişlik, ağız kokusu, kötü kokulu gaz çıkarma, kaşıntı, ishal ve ateş gibi belirtilere neden olurlar. Bu nedenle yavrunun dışkısı mikroskobik bir incelemeye tabi tutulmalıdır. Dışkısından alınan küçük bir parçanın incelenmesi sonucunda parazit varlığı tesbit edilirse gerekli tedavi düzenlenmeli ve bu parazitlerin daha erken yaştaki yavrunun gelişiminde meydana getirebilecekleri olumsuz etkiler ortadan kaldırılmalıdır. Bu nedenle yavrunun dışkısı formu, kıvamı ve kokusu gibi özellikler yönünden incelenmeli ve dışkıda değişiklik görülünce veterinere hekime başvurulmalıdır.

 

Yavru köpeğiniz ile birlikte yaşamaya başladığınız ilk günlerde davranışlarını, etrafına karşı ilgisini, oyunculuğunu, yemeğini yiyip yemediğini, sağlık durumunda bir değişiklik (ishal, kusma.) olup olmadığını dikkatli bir şekilde gözlemlemelisiniz. Çünkü bazı hastalıklar belirtilerini hemen göstermeyebilir. Bu tip hastalıkların ilk kontrolde (eğer bir semptom görülmüyorsa) tespiti zordur ve veteriner hekiminiz tarafından da o an için tespit edilemeyebilir. Bu yüzden yavru köpeğinizi iyi gözlemlemeli ve durumunda oluşabilecek değişikliklerde veteriner hekiminize başvurmalısınız.


 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol